Dunyanin Yedi Harikasi
Keops Piramidi
Giza Piramitleri'nin üçü birden dünyanın yedi harikası listesine dahil değildir. Piramitlerden sadece Keops Piramidi bu listeye girmiştir. Keops Piramidi, 4. Hanedanlık zamanında M.Ö. 2560 yılında Firavun Khufu (Keops) tarafından yaptırıldı. Yapımının 20 yılı aştığı sanılmaktadır. Piramit yapıldığında 145,75 m. yüksekliğindeydi. Yapıldığından itibaren 43 yüzyıl boyunca dünyadaki en yüksek yapı olarak kayıtlara geçmiştir. Keops Piramidi ilk inşa edilen olmasına rağmen dünyanın yedi harikası arasında günümüzde ayakta duran tek yapıdır. Bu yüzden dünyanın 7 harikasından biridir.
Babil'in Asma Bahçeleri
Milattan önce 7. yüzyılda Babil kralı Nebukadnezar tarafından yaptırılmıştır. Babil'in çorak Mezopotamya çölünün ortasında, ağaçlar, akan sular ve egzotik bitkilerin bulunduğu çok katlı bir bahçedir. Coğrafyacı Strabo'nun 1. yüzyıldaki tanımına göre:
"Bahçeler birbiri üzerinde yükselen kübik direklerden oluşuyordu. Bunların içleri çukurdu ve büyük bitkilerin ve ağaçların yetişebilmesi için toprakla doldurulmuştu. Kubbeler, sütunlar ve taraçalar pişmiş tuğla ve asfalttan yapılmıştı. Yüksekteki bahçeleri sulamak için Fırat Nehri'nden zincir pompalarla su yukarılara çıkarılıyordu. Bu şekilde üst seviyelere taşınan su, bahçeleri sulayarak teraslardan aşağıya doğru akıyordu"
Söylentiye göre Nebukadnezar bu yapıyı sıla hasreti çeken karısı Semiramis için yaptırmıştır. Semiramis Medes kralının kızıdır. Söylentiye göre Mezopotamyanın düz ve sıcak ortamı onu bunalıma itmiş, kral da karısının hasretini sona erdirmek için yapay dağların olduğu, suların aktığı yemyeşil bir bahçe yaptırmıştır. Bu yüzden bazen Semiramis'in asma bahçeleri olarak da anılır.
Babil'in asma bahçelerinin günümüze gelen kesin izleri yoktur. Fakat, bölgede araştırma yapan arkeologlar, Babil'deki sarayın kuzeydoğusunda görünüşü garip olan temel ve tonozlar buldular. Bunların Babil'in Asma Bahçelerine ait olduğu düşünülmektedir. Babil'in Asma Bahçeleri, klasik yazarlar tarafından ayrıntılı bir şekilde tanımlanmıştır. Günümüzde bu tanımlara göre çizilen resimler bulunmaktadır. Küçükken sandığımız gibi bu efsanevi bahçeler bir yerlere asılı fidan değildir, sadece sütunlarla desteklenen taraçalar üzerinde kurulmuştur.
Zeus Heykeli
Zeus Heykeli M.Ö. 450 yıllarında, adına olimpiyat oyunları düzenlenen Tanrıların kralı Zeus için, Olimpiyatlar'a ismini veren Olimpia'da yapılmıştır. Zeus Heykeli, bir tahta iskelet üzerine altın, fildişi ve metal parçalar yerleştirilerek Partenon'un içinde yapılmıştır. Heykelin oturduğu taban 6,5 m. genişliğinde ve 1 m. yüksekliğinde, heykelin kendisi ise 13 m. yüksekliğindeydi. Olimpiyat oyunları 391 yılında Theodosius I tarafından putperestlik olarak değerlendirilip sona erdirilince, Zeus Tapınağı da kapatıldı. Heykel, zengin Yunanlılar tarafından Constantinople’ye taşınmıştı ve 462 yılındaki büyük yangında yok olana dek orada kaldı. Bugün temelleri , birkaç yıkılmış kolon ve enkaz tüm kalıntılarıdır.
Artemis Tapınağı
Artemis Tapınağı'nın temelleri milattan önce 7. yüzyıla kadar gitmektedir. Tanrıça Artemis'e ithafen yapılmıştır. Tamamiyle mermerden oluşuyordu. Lidya kralı Croesus tarafından yaptırılan yapı, Yunan mimar Chersiphron tarafından tasarlanmıştı ve dönemin en büyük heykeltıraşları Pheidias, Polycleitus, Kresilas ve Phradmon tarafından yapılmış olan bronz heykellerle süslenmişti. Tapınak hem bir pazaryeri, hem de bir dini müessese olarak kullanılıyordu. Artemis Tapınağı M.Ö. 21 Temmuz 356'da adını ölümsüzleştirmek isteyen Herostratus adlı bir Yunanlı tarafından yakıldı. Aynı gece Büyük İskender doğmuştur. Büyük İskender Anadolu’yu fethettiğinde Artemis Tapınağı’nın yeniden yapılması için yardım teklif etmiş fakat reddedilmiştir.
Rodos Heykeli
32 metre yüksekliğinde, demir ve taşla desteklenmiş bronzdan yapılmış bir heykeldir. Rodoslular tarafından Güneş Tanrısı [Helios]'a ithafen yapılmıştır. Yapılışından yok oluşuna kadar yalnızca 56 yıl geçmesine rağmen, Rodos Heykeli dünyanın yedi harikasından biri olmayı başarmıştır. Bunun en büyük sebebi, devasa bir heykel olmasının yanısıra Rodos adasındaki insanlar için beraberliğin simgesi olması idi. Rodos Heykeli’nin yapılması tam 12 yıl sürmüş ve heykel M.Ö. 282 yılında bitirilmiştir. Liman girişinde bulunan heykel M.Ö.226 yılında bir deprem sonucunda en zayıf noktası olan dizinden kırıldı. Rodoslular, Firavun Ptolemy III Eurgetes’den restorasyon için yardım teklifi aldılarsa da, bir kâhine başvuruldu ve yardım reddedildi. Neredeyse 900 yıl boyunca heykel harabe halinde kaldı. 654 yılında Araplar Rodos’u feth ettiler. Heykelden kalanları Suriyeli bir Yahudi’ye sattılar. Söylentiye göre bütün parçaları Suriye’ye 900 devenin sırtında taşınmıştır.
İskenderiye Feneri
Tehlikeli kıyı şeridi boyunca gemicileri yönlendirmek amacı ile Mısır'ın İskenderiye kenti kıyısındaki Faros (Pharos) adasında yapılmıştır.Proje Büyük İskender'in komutanları Ptolemy Soter zamanında M.Ö 290 yılları sonunda başlamış, ölümünden sonra oğlunun hükümdarlığı zamanında bitirilmiştir. Şehrin batı limanında bulunan fener yaklaşık 166 m. yüksekliğindedir. Sadece harikaların değil bugüne kadar yapılmış fenerlerin de en yükseğidir. Gemicilik için güvenli bir ortam sağlamak isteyen Yunanlı tüccar Sostratus tarafından finanse edilmiştir. Fener’in en gizemli yanı, gündüzleri bile güneş ışığını denize yansıtmak amacı ile tasarlanmış cilalı bronz aynalarıydı. Geceleri ise aynaların önünde ateşler yakılıyor, böylece aynanın yansıttığı ışık gece yaklaşık 50 km. mesafeden görülebiliyordu. Yapı bir dizi depreme kadar bozulmadan kaldı. Fakat depremler ve doğal şartlar sonunda çöktü. Üst kısmı 955 yılında bir deprem ve fırtınada kopan fenerin gövde kısmı da 1302'de başka bir depremde çöktü. En sonunda 1480 yılında Memlük Sultanı Kait-bay tarafından fenerin olduğu yere yapılan bir kalede malzemeleri kullanılmak üzere tamamen yıkıldı.
Halikarnas Mozolesi
-
Halikarnas Mozolesi, Kral Mausollos için karısı ve kız kardeşi tarafından yaptırılmış bir mezar. Bodrum civarında yapılmış ve yapımı M.Ö. 350 yılında tamamlanmış. Tabanın üstünde kenarları heykellerle süslenmiş basamaklı bir podyum bulunuyordu. Süslü su mermerinden yapılmış lahit ve mezar odası, podyumun üstünde bulunuyordu ve İyonya tarzı kolonlarla çevrilmişti. Sıra sütunlar, yine heykellerle süslenmiş bir piramit çatıyı destekliyordu. Dört tane savaş arabasıyla çekilen bir savaş arabası heykeli ise piramidin tavanını donatıyordu. Halikarnas Mozolesi'nin toplam yüksekliği 45 m. idi ve 4 tarafındaki 4 heykelin her birini ayrı bir heykeltıraş yapmıştı. Bu heykeller, tanrıların değil de insanlar ve hayvanların heykelleri olmasından dolayı tarihte özel birer yer tutarlar. 16 yüzyıl boyunca Halikarnas Mozolesi iyi bir durumda korundu. 15.yy da Haçlı Seferleri sırasında St.John şövalyeleri bölgeye geldiler ve bugün Bodrum Kalesi olarak geçen büyük bir kale yaptılar. Bu kalenin yapımında Halikarnas Mozolesi'nin nerdeyse bütün taşları kullanıldı.